SABAHATTİN ALİ’DEN KALBİNİZİN DERİNLİKLERİNE İŞLEYECEK 15
ALINTI
Etrafımız o kadar çirkefle dolu ki, temiz kalmak için bir
tek çare kendi dünyamıza çekilmek ve muhitle, hiç olmazsa manen, alakamızı
kesmektir.
Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: 'Dünyada neler
gördünüz? ' dese herhalde verecek cevap bulamayız. Koşmaktan görmeye vaktimiz
olmuyor ki...
Kendinde her şeyi yapabilecek kuvveti görmek, sonra
yapılacak hiçbir şey bulamamak... Tükenmek bilmez bir sabırla bir meçhulü
beklemek...
Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi!
Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var…
Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var…
Hayatımda hiç bu kadar mesut olduğumu, içimin bu kadar
genişlediğini hatırlamıyordum. Bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir
şey yapmadan, bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu?
Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok
senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının
ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp
yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.
Onların beni anlamalarına imkan yoktu. İzahat vermeye de
asla mecbur değildim.
Acaba şuanda o ne düşünüyor? Herhalde beni değil...
Niçin?.. Onun kafasında bir müddet yaşamak için neleri feda etmem ki?.. Her
şeyi...
Unuttum diyemem, fakat üzerimde bir tesiri kalmamış...
İlkbahar gibi bir mevsimi olan bu dünya, üzerinde yaşanmaya
değer... Ne olursa olsun
Kullanmadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve
kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?
Demek beni anlamaya çalışacaksın? Fena fikir değil... Fakat
bana öyle geliyor ki, boşuna emek!
Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu,
benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta
mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek.
Yorumlar
Yorum Gönder