JONESTOWN KATLİAMI: TARİHİN EN BÜYÜK TOPLU İNTİHARI VE
ARKASINDA Kİ ADAM JİM JONES
18 Kasım 1978 günü dünya tarihine geçecek, akıllardan
çıkmayacak korkunç bir olay yaşandı. Guyana topraklarında bulunan Jonestown kasabasında
yaşayan “Halkın Tapınağı” adı verilen tarikata mensup 911 kişi liderleri Jim
Jones’un verdiği vaazdan sonra siyanür içerek intihar etti. İntihar etmek
istemeyenler ise vurularak öldürüldü.
Jonestown |
NOT: Bazı kaynaklar bu olayın bir deney olduğunu iddia
ediyor.
Jim Jones |
Jim Jones, gerçek adı James Warren Jones 1931 yılında
dünyaya geldi. Babası son derece ırkçı biriydi ve Ku Klux Klan üyesiydi. Annesi
ise jim Jones’u doğurduğunda, dünyaya bir mesih getirdiğine inanıyordu. Eğitimini
indiana’da tamamlayan Jones 1950’lerde vaiz oldu. Siyasi partilerin insanları
yanlış yönlendirdiğini, komünizme karşı insanları doldurduğunu düşünüyordu. Burdan
yola çıkarak kendi kilisesini kurdu. Kilisesi için kapı kapı dolaşıp evcil
maymun satıp yardım topluyordu. Irkçılık karşıtı duruşuyla insanların güvenini
kazanan Jones, kilisesinde yavaş yavaş vaazlar vermeye başladı. Verdiği vaazlarda
kendisinin mucizelere sahip olduğunu söyleyerek insanları kandırmaya başladı. Tekerlekli
sandalyeye mahkum birini sahneye çıkartıp onun tekrar yürümesini sağlamış,
tümörü olan insanların tümörlerini herkesin gözü önünde vücutlarından
çıkarmıştı. Yaptığı gösteriler sırasında insanlar tekerlekli sandalyede oturan
kişinin Jones’un sekteri olduğunu, bunu önceden ayarladıklarını yada tümör diye
tavuk ciğerini çıkardığını bilmiyorlardı. İnsanların zayıf noktalarını vurmayı,
manipüle etmeyi çok iyi bilen Jones, yaptığı bu gösterilerden sonra çok fazla
ilgiye sahip olmuştu ve giderek takipçisi artmıştı.
İnsanlar kiliseye destek olmak için mal varlıklarını satıyorlardı
artık. Büyük bir kitleye ulaşan Jones 1955 yılında “Halkın Tapınağı” adını
verdiği tarikatını kurdu. Artık Jones vaazlarını kapalı kapılar ardından sadece
tarikata üye insanlara vermeye başlamıştı.
Jİm Jones’a yakın kişilerin verdiği bilgilere göre Jones
ölüm konusuna saplantılı bir insandı. Hayvanlara işkence edip öldürüyor ve
onlar için cenaze törenleri düzenliyordu. Jones tarikatını aslında bu düşünce
temeline yerleştirip kurmuştu.
1977’de jones tarikatını insanlardan, dünyadan uzak bir yere
Guyana’da ormanlık bir alana taşıdı. Taşındıkları bölgeye de Jonestown adı
verildi. Bütün malını mülkünü satan insanlar buraya yerleşmeye başladı. İnsanlar
arasında iş bölümü yapıldı ve yaşanılacak yerler inşaat edildi. Her yere hoparlörler
yerleştirildi, Jones’un emirleri herkes tarafından her yerde duyuldu. Jones
müritlerinin iyice beyinin yıkadı ve sürekli toplu intihardan, cennete
gitmekten söz etmeye başladı. İnsanlardan uzakta her şeyi kendi kontrolünde
yürüten Jones için işler bir süre sonra değişmeye başladı. Jonestown dünyanın
ve medyanın ilgisini çekti ve 17 Kasım 1978’te bir basın ekibi oraya
gönderildi.
Ekip oraya varıp her yeri gezip vakit geçirdikten sonra her şey
normal gibiydi ama 15 tarikat üyesi basın mensupları oradan ayrılmadan önce
yanlarına gidip oradan ayrılmak istediklerini söylediler. Jim Jones bunu
öğrendiğinde çok sert bir şekilde karşı çıktı ve onları öldürmekle tehdit etti.
Bu davranışıyla orada ki bazı insanlar uyanmış oldu ve gerçekleri görmeye
başladılar. Ertesi gün basın mensupları Jonestown’dan ayrılırken bu kişileri de
yanlarına aldı ve havaalanına doğru hareket etmeye başladılar. Havaalanına giderken
jim Jones’un adamları tarafından silahlı saldırıya uğradılar ve 5 kişi hayatını
kaybetti.
Bu, ölecek olan herkes için büyük bir gösteri. Ölümden korkmayın,
ölüm yalnızca farklı bir boyuta adım atmak gibi” sözlerini sarf etti. Bunu yanlış
olduğunu düşünen intihar etmek günah diyen kişilere ise “Biz intihar etmiyoruz,
biz insanlık dışı dünya şartlarını devrimci bir protestoyla kınıyoruz” dedi. Yüzlerce
insan konuşmadan sonra hiç düşünmeden önce çocuklarına siyanürü içirip sonra
kendileri içip ettiler ve yapmak istemeyenlerde vurularak öldürüldü. Jim jones
ise kendi silahıyla intihar etmişti.
Ertesi gün basın geldiğinde inanamayacakları bir manzarayla
karşılaştılar. 250’ye yakın çocuk 911 kişinin cansız bedeni kasabanın her
yerindeydi. Birçoğu siyanürü içip intihar etmişti. Etrafı gezdiklerinde intihar
mektupları bulmuşlardı. Yapılan araştırma sonucu 40 bebeğin Jonestown’da dünyaya
geldiği görüldü. Katliam anıyla ilgili FBI Jones’un ses kaydını yayınladı.(internette
bulabilirsiniz)
Yaşananlardan sonra Jonestown’la ilgili belgeseller çekildi,
kitaplar yazıldı, filmlere konu oldu.
Yorumlar
Yorum Gönder